Kuzey Ege'nin efesi: Kazdağı
Bizim yazar-çizer takımı daha çok Güney Ege tutkunudur. Benim tutkunluk alanımsa, yıllardır bildiğiniz gibi, Kuzey Ege'dir. Yo, Güney Ege'yi sevmediğimden değil, hangi aklı başında insan sevmez Güney Ege'yi, benimkisi kaderin cilvesi. İsterseniz 'ilahi atama' bile diyebilirsiniz. Bundan yıllar önce Foça'ya gitmek üzere yola çıkmıştık ama yolumuz Bozcaada'ya düştü. Düşüş o düşüş, o gün bugün Baba Burnu'ndan aşağıya doğru dürüst inebilmiş değiliz.

Bizim buraların efesi Kazdağı'dır Homeros'un 'yüz pınarlı İda'sı. Çoğu insan bu dağı Güney'den, Edremit ve Akçay tarafından tanır. Biz ise pek ayak basılmayan Bayramiç yamacından bakmayı severiz. Küçükkuyu yakınlarındaki Yeşilyurt Köyü'ne bir kez Babıali'nin efsanelerinden 'altı punto Çetin'in (Çetin Özbayrak) daveti üzerine uğramıştık. Bizim büyük biraderin yazlarını geçirdiği Adatepe'ye de birkaç kez gitmişliğimiz vardır.


Ya oradan aşağısı?


'Artık yeni yerler görmenin zamanı geldi' diye geçen hafta sonu Edremit yönünde ilerledik ve Çamlıbel Köyü yakınlarında İdaköy Çiftlik Evi'nde konakladık. Ne zamandır gitmek istediğimiz bir yerdi burası, Troya'nın ve İda'nın mitolojisine ilgi duyan ve bu konuda kitaplar yazmış olan İskender Azatoğlu ve eşi Sema ile birkaç kez telefonla konuşmuştuk. Kendileriyle nihayet tanışabildik.


Bu hukukçu-felsefeci çift, İstanbul'dan 1990'lı yılların başlarında kaçıp Edremit Körfezi'ne bakan tepelerde yeni yuvalarını kurmuşlar ve dostlarla paylaşmaya karar vermişler. Zeytin ağaçlarının ve çiçeklerin ortasındaki evde televizyon yok ("Bu sayede çok vakit kazanıyoruz," diyor İskender Azatoğlu), ama tüm zenginliğiyle doğa var. Daha fazlasını isteyenler, Kazdağı doğasını tanıtma kılavuzu kokartlı ev sahibiyle tepelere vurabiliyor, o güzelim köknarların bulunduğu yüksekliklere doğru ilerleyebiliyorlar.


Doğa aslında çok cömert. Ancak, insanlara onu öğrenmek için harcadıkları zaman ve çaba kadar karşılık veriyor. Görmesini öğrenmeyenlere tüm çiçekler aynı görünüyor. Görmesini bilenlere bu mevsimde tepeler şifalı otlarla dolu...

ALINTI
Haluk Şahin/Radikal Gazetesi